loading.gif
mobile-banner-bg

Cumhurbaşkanı Adayımız Sn: "RECEP TAYYİP ERDOĞAN"

...
01 Temmuz 2014 - Salı

AK Parti’nin cumhurbaşkanı adayı olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı konuşmada “Bu bir veda değil, bu bir başlangıçtır. Bu bir Fatiha’dır, bu bir açılıştır” ifadelerini kullandı

ERDOĞAN'IN ADAYLIK DİLEKÇESİ TBMM'YE SUNULDU
Bu arada AK Parti, Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığı için resmi başvuruyu yaptı.

AK Parti Grup Başkanvekilleri, Genel Başkan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı cumhurbaşkanı adayı olarak gösteren ve 311 milletvekilinin imzasını taşıyan dilekçeyi TBMM Başkanlığı'na sundu.

TBMM BAŞKANI ÇİÇEK'TEN AÇIKLAMA
İmzaları teslim alan Meclis Başkanı Cemil Çiçek, ''Hayırlı olsun. Temennim seçimlerin olgunluk içerisinde geçmesidir. Seçim sürecinde makamlar, değerler aşındırılmamalıdır. Seçimin sonucunu kabul etmek seçim kadar önemlidir'' dedi.

EŞİYLE BİRLİKTE SELAMLADI
Başbakan Erdoğan, adaylığının açıklandığı salona eşi Emine Erdoğan'la birlikte geldi. Erdoğan, eşiyle birlikte salonda bulunanları selamladı.

Katılımcılar saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı'nı okudu. Daha sonra salonda Başbakan Erdoğan'ın görüntülerinin bulunduğu sinevizyon izlendi.

Sözkonusu videonunun gösterilmesi sırasında Emine Erdoğan'ın gözyaşlarını tutamadığı görüldü.

ERDOĞAN’IN KONUŞMASINDAN NOTLAR 
— 'Milletin adamı' sloganıyla yola çıkılırken, 'Göründüğü gibi olan', 'Yeni Türkiye’nin lideri', 'Yeni Türkiye’nin inşası' sloganları dikkat çekti.

— Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesiyle, 'daha etkin ve hızlı bir ülke yönetimi' vadetti.

— "Oy veren vermeyen herkesin Cumhurbaşkanı olacağım" diyen Erdoğan, "Bu bir veda değil başlangıç" vurgusunu yaptı.

— Hellallik isteyen Erdoğan, ailesinden onlara yeterince zaman ayıramadığı için af diledi.

— Erdoğan, 'Ekonomisi güçlü, demokrasisi gelişmiş, kardeşlik içinde bir Tükiye' mesajı verirken, 3 dönem kuralıyla ilgili de net mesaj yolladı: Kaldırılmayacağına inanıyorum...

— Başbakan Erdoğan, duayla başladığı konuşmasını Fatiha suresinin mealiyle bitirdi. 

'ADAYIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN'
Kürsüye gelen ilk isim AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'di.


Erdoğan'ın kampanyasının logosunu danışmanları Twitter'dan paylaştı. Kampanyanın sloganı ise: Milletin adamı Recep Tayyip Erdoğan
Cumhurbaşkanını halkın seçeceğini belirten Şahin, aday belirlenme sürecinde birçok istişarelerde bulunduklarını söyledi.

Şahin, “Tüm milletvekili arkadaşlarımızın ittifakıyla, imzalarıyla cumhurbaşkanı adayımızı belirledik. Aziz milletimizin takdirlerine sunmaya karar verdik. Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. cumhurbaşkanı adayı genel başkanımız, başbakanımız, İstanbul milletvekili Recep Tayyip Erdoğan. Adayımızın hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

Başbakan Erdoğan'ın adının açıklanmasının ardından salonda bulunanlar ayağa kalkarak alkışladı.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın bu sırada gözyaşlarına hakim olamadığı gözlendi.

Daha sonra Başbakan Erdoğan'ın özgeçmişinin yer aldığı video gösterimi yapıldı.

KÜRSÜYE ALKIŞLARLA ÇIKTI
Video gösteriminin ardından Başbakan Erdoğan, kendisi için yapılan şarkı eşliğinde kürsüye çıktı.

Salonda bulunanlara seslenen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

Zaferin sahibi sadece ve sadece Allah’tır. Bu davanın bayraktarlığını, sancaktarlığını, hizmetkarlığını yapmış ahirete intikal etmiş her bir arkadaşımıza Allah rahmet eylesin. Bizi kibirden muhafaza eyle ya Rab, hasetten, adaletsizlikten, zulümden feri eyle. Ailemizi, yol arkadaşlarımızı tuzaklardan koru Allah’ım. Arkamızda gemileri yakarak yola çıktık. Bu milleti bir kez daha zaferle müjdele ya Rabbim. Amin, amin, amin. Aday gösteren tüm milletvekili arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığım sırasında kalabalık içinde bir kız çocuğu yanıma geldi. ‘Bunları annem verdi. Seçildikten sonra bizi unutmasın’ dedi ve iki tane bileziği elime tutuşturdu. Bileğindeki oyuncak bileziğini de çıkardı ve elime tutuşturdu. O çocuğun gözlerini unutamadım. Pınarhisar Cezaevi’nde yatarken hep o çocuğun gözleri vardı. Allah’a hamdolsun, o büyük mesajı o büyük emaneti hiçbir zaman unutmadık.

İslam coğrafyasını hiçbir zaman unutmadık, siyaseti onlar için yaptık. Türkiye’nin tüm kenar mahallesindeki yoksullar için siyaset yaptık. Dicle’nin kenarında kaybolan koyunların hesabını sormak için siyaset yaptık. Başörtülü olduğu için üniversite kapılarından döndürülen kızlarımız için yaptık. Ciğeri yanık anneler için siyaset yaptık. Filistin, Mısır, Suriye, Somali, Afganistan’ın masumları için yaptık.

Biz siyaseti ikbal için yapmadık, makam, mevki, rütbe, paye için yapmadık. Biz siyaseti, Allah için, millet için yaptık. Biz siyaseti vatan, bayrak, istiklalilimiz ve istikbalimiz için yaptık.

İmam hatipte okuduğumuz için bizi tahkir ettiler. Namaz kılıyoruz diye bize gerici dediler. Evine ayakkabısını çıkararak girenleri farklı gördüler. İnancı gereği başlarını örten eşlerimize, kardeşlerimize, bacılarımıza dar ettiler. Muhtar bile olamaz diye manşetler attılar.

'HER DARBEYLE DAHA GÜÇLENDİK'
Biz başkalarının bize ne dediğine bakmadık. Onların dayattığı standart vatandaşlar derdine düşmedik. Allah’ın yardımı yakındır diyenler ve buna inananlardan olduk. Göklerin üstünde bir karar olduğuna inandık. Onlar itelediler, onlar tahkir ettiler, dışladılar, biz daha da azmettik. Her darbeyle daha da güçlendik. Tüzüklerle, manşetlerle çarpışarak, darbelere göğüs gererek büyüdük. Kriterimiz her zaman Hakk oldu. Kimin ne dediğine değil, Hakk'ın ne dediğine, adaletin ne dediğine, milletin ne söylediğine baktık. Adaletin, milletin ne dediğine baktık. Yaradılanı severim, yaradan ötürü. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ dedik.

Bu ülke bize oy verenler kadar vermeyenlerin de ülkesi. Biz, Türkiye'yi onlar için de büyüttük. Bu güzel ülke bizi sevenler kadar sevmeyenlerin de ülkesidir. Bu güzel ülkede hakları, özgürlükleri, kazanımları 77 milyon için büyüttük. Bizi sevmeyenleri de sevdik. Bize oy vermeyenlere de ayrım yapmadan hizmet getirdik. İnsana insan olduğu için değer verdik.

Müslüman meselesini çözmeye çalıştığımız kadar, gayrı Müslümanın, azınlıkların da meselelerini çözmeye çalıştık. Sünninin sorunları kadar alevinin de sorunları ile de ilgilendik.

Yeni bir Türkiye’nin hayalini kurduk. Üreten, yatırım yapan, ihraç eden 77 milyonun hep birlikte kazandığı bir Türkiye hayal ettik. Barışın hakim olduğu bir Türkiye hayal ettik. Herkesin birbirine saygı duyduğu bir Türkiye hayal ettik. Hiçbir zaman kutuplaştırma içinde olmadık. Ayrımcı olmadık, inkar etmedik, ret etmedik. Asimilasyon yoluyla hiç kimseyi kendimize benzetmenin derdinde olmadık. Biz başı dik bir Türkiye hayal ettik.

'SİZ KİMSİNİZ?'
O kadar ileri gittiler ki Türkiye'de gündem belirlemek, Türkiye'yi azarlamak, Türkiye'ye kibirle parmak sallamak istediler. İşte biz siyasi tarihimiz boyunca, cesaretle, korkmadan, çekinmeden 'Siz kimsiniz' sorusunu sorduk. Evet. Siz kimsiniz? İçeride ve dışarıda, siz kimsiniz? Bize tepeden bakma, bize kibirle bakma cüretini nereden buluyorsunuz Size bu hakkı kim veriyor?

Biz medeniyetler inşa etmiş bir milletin mensuplarıyız. Bu ülkenin gençlerine özgüven aşıladık, bu ülkenin çocuklarına aydınlık bir gelecek umudu aşıladık. Bu aziz millete hayal gibi görünen seviyelerin ulaşılabilir olduğunu gösterdik. Biz bir çığır açtık, bir kapıyı araladık.

'VESAYET TARİHİNİN KAPATILMASIDIR'
2007 yılında cumhurbaşkanlığı sicimini kriz ve kaosa çevirmek istediler. Cumhurbaşkanının halkın seçileceği düzenlemeyi getirdik. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi demokrasimiz açısından bir dönüm noktasıdır. Cumhurbaşkanını halkın seçmesi vesayetler tarihinin bu ülkede kapatılmasıdır.

12 Ağustos’ta sadece cumhurbaşkanı seçilmeyecek. Kara bir dönem, vesayetler dönemi de kapanmış olacak. Halka karşı değil, halktan bir cumhurbaşkanı göreve gelecek. Cumhurbaşkanının siyaset dışından olmasını savunmak vesayeti savunmaktır. Siyaset dışı bir cumhurbaşkanıyla eski Türkiye’nin ruhunu geri çağırabileceklerini sanıyorlar. Bu dönem kapandı, millet meseleye el koydu. Millet cumhurbaşkanını kendi hür iradesiyle seçecek.

'HALKIN SEÇTİĞİ TÜRKİYE'Yİ UÇURUR'
Eğer milletim takdir eder Türkiye Cumhuriyeti'nin 12. cumhurbaşkanlığına bu kardeşinizi getirirse, şunu herkesin bilmesini istiyorum, devletle milleti kucaklaştıran, milletinin çıkarlarını gözeten, milletin ve demokrasinin tarafını tutan bir cumhurbaşkanı seçilmiş olacaktır. Halkın seçtiği cumhurbaşkanı herkesin seçtiği bir cumhurbaşkanıdır.

Halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı, halkın seçtiği bir başbakan Türkiye’yi uçuracaktır, bundan şüphesi olmasın.

Eğer seçilirsem, bir kesimin bir partinin değil; Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı olacağım. Bize oy versin ya da vermesin herkesin cumhurbaşkanı olacağından şüphesi olmasın.

Tüm siyasi görüştekilerin oylarına talibim, alacağıma da inanıyorum. Seçilirsem tek gayem, 77 milyona hizmet üretilmesini sağlamak olacaktır. Farklı bir cumhurbaşkanlığını ortaya koyacağız.

'ÇÖZÜM SÜRECİ DEVAM EDECEK'
Bugüne kadar Türkiye'ye, aziz milletimize, istiklalimize, istikbalimize yapılan her türlü saldırıya karşı dik durduk, göğüs gerdik, asla taviz vermedik. Bu mücadelenin aynı şekilde, aynı kararlılıkla, hatta daha da güçlü bir şekilde süreceğinden kimsenin bir endişesi, şüphesi olmasın. Bizim için cumhurbaşkanlığı makamına çıktığımız zaman orası bir dinlenme makamı asla olamaz, olmayacaktır. Çözüm sürecini bedeli her ne olursa olsun sürdüreceğimizi defaatle ifade ettim. Allah nasip ederse, cumhurbaşkanlığımızda da çözüm sürecinin sekteye uğramasına asla müsaade etmeyiz, edemeyiz. Türkiye'nin çözümden, barıştan ve kardeşlikten başka hiçbir seçeneği yoktur.

'PARALEL DEVLETİ TASFİYE EDECEĞİZ'
Milletin birliğinin yanında, ulusal güvenliğimizi tehdit eden tüm girişimlere karşı cumhurbaşkanının birincil derecede görevi vardır. Paralel devlet yapılanmasına asla müsamaha göstermeyeceğiz. Ülkemizin bağımsızlığını hedef alan bu maşa örgütle en üst düzeyde mücadele etmeye devam edecek ve bu mücadeleden zerre kadar taviz vermeyeceğiz. Bu kirli yapıyı hukuk içinde tamamıyla ve hızlıca tasfiye edeceğiz.

Bizim büyük davamız, fani isimler, fani şahsiyetler üzerine değil, baki hakikatler üzerine inşa edilmiş, bugüne böyle gelmiştir ve böyle de gidecektir. Recep Tayyip Erdoğan olmadığında AK Parti'nin olmayacağını düşünen varsa, o bu davayı anlayamamıştır.

Eğer seçilirsek, birbirimizden kopmayacağız, Türkiye'nin istikametini belirlerken her aşamada ve her kademede birlikte olacağız, partimizle hükümetimizle birlikte hareket edeceğiz. Birlikte geldik, birlikte yürümüye devam edeceğiz.

'DÖNÜM NOKTASI OLACAK'
Hükümet ile cumhurbaşkanlığı daha uyumlu çalışacak. 10 Ağustos yeni Türkiye yolunda en mühim dönüm noktası olacaktır.

Sabrın, dirayetin ve direnmenin değirin gençlere öğretmeye çalıştık. Darbe, çete, mafya tehditlerine maruz kaldık, asla vazgeçmedik. Silahına kurşun koymuş serseriler, odamıza konulan dinleme cihazları bizi vazgeçirmedik. En alçakça hakaretlere maruz kaldık, yine vazgeçmedik. Makam için, çıkar için, paye için siyaset yapmadık.

Daha dinamik, ortaya dirayetini koyacak bir parlamento yapısı kimseyi rahatsız etmesin. Üç dönem kuralının AK Parti'de taviz verilmeden muhafaza edileceğini biliyor, buna yürekten inanıyorum.

Recep Tayyip Erdoğan her canlı gibi bir fanidir. Recep Tayyip olmadan bu davanın gitmeyeceğini düşünen bu davayı anlamamıştır. AK Parti bir dava partisidir. Gözümüz arkada değil, olmayacak.

Yeni Türkiye'nin ayak seslerini daha gür bir şekilde duyuyoruz. Ekonomisi ile güçlü kardeşliği ile örnek bir türkiye'ye yürüyoruz. Takdir milletindir. 10 Ağustos'ta milletim en güzel, son sözü verecektir.

'BU BİR VEDA DEĞİL, BU BİR FATİHA'DIR'
Bu bir veda değil, ayrılık buluşması değil. Bu bir başlangıçtır. Yeni bir başlangıcın heyecanını yaşıyoruz. Bu bir veda değildir, bir kapanış, bir bitiş değildir. Bu, bizim için çok farklı bir an, işte bu bir hatime değil; inanıyorum ki bir fatihadır, bir açılıştır."

Konuşmasında helallik de isteyen Erdoğan, kendisilerini zaman zaman ihmal ettiği ailesinden de af diledi.

Başbakan Erdoğan, konuşması sırasında Aşık Veysel'in "Uzun İnce Bir Yol" isimli türküsünün sözlerini okudu.

DÖRT BİN KİŞİ İZLEDİ
Toplantıya aralarında bakan, milletvekilleri ile il ve ilçe belediye başkanlarının da bulunduğu 4 bin kişi katıldı.

ATO Genel Merkezi'ndeki toplantıyı yaklaşık 250 yerli ve yabancı basın mensubu da takip etti.

180 KORUMADAN DESTEK
AK Parti Genel Merkezi’nden ATO binasına kadar olan yollar bayrak ve flamalarla süslendi. 

Kongre salonu, koridorları ve binanın dışı güvenlik şeritleriyle kapatıldı, giriş için kontrol noktaları oluşturuldu.

Toplantının yapılacağı binanın etrafında yoğun güvenlik önlemleri alınırken, güvenlik güçlerine başbakanlığın 180 kişilik koruma ekibi de destek verdi.

İKİ DİLE ÇEVRİLDİ
ATO’daki toplantıda, AK Parti icraatlarını anlatan 3 boyutlu görsel bir sunum yapıldı.

İngilizce ve Arapça'ya çevirinin de yapıldığı programın koordinasyonu için AK Parti'den 70 kişi görevlendirildi.