Kurban, cennetten gelen kınalı koçun gökten indiği, taşı kesen bıçağın Hz. İsmail’i kesmediği andır. Kurban, Allah’a teslimiyetin yeryüzündeki en somut göstergesidir. Kurban; Müslümanları birleştiren, dostluğu, kardeşliği pekiştiren, paylaşmanın mutluluğunu kalplere yerleştiren ibadetin adıdır. Kurban, Yüce Allah’ın kullarına bir lütfudur.

Bu topraklar asırlardır Allah için kesilen kurban kanlarıyla yoğrulmuştur. Akan kurban kanlarıyla beraber günahlarımız da akıp gitmektedir. Müslümanlar, Hz. Adem’in çocukları Kabil ve Habil ile başlayan kurban ibadetini dini bir miras olarak dünden bugüne devam ettirmiştir. Kabil, kurban niyetine bir demet buğday; Habil ise sürüsünün içinden en güzel ve semiz olanını getirerek Allah için kurban etmiştir. Kabil’in sunduğu bir demet başak, Allah katında kurban olarak kabul görmemiştir. Habil’in Allah için kurban ettiği koç ise Allah katında kabul görmüş ve cennette yaşatılarak Hz. İbrahim’e indirilmiştir.

Bugün Müslümanlar olarak bizlere düşen imkânlarımız ölçüsünde kurban kesmek ve bu kutsal mirası bizden sonra gelecek nesillere miras bırakmaktır. Hz. İbrahim, gözünü kırpmadan Allah’a kurban olarak adadığı biricik oğlu İsmail’in boğazına bıçağı çalar, fakat taşları ve kayaları kesen bıçak yaratıcısından gelen emirle kesmez olur ve kesmeyen bıçakla hayat bulur kurban. Çünkü Cenâb-ı Hakk`ın muradı Hz. İsmail`in kesilmesi değil, baba-oğul iki şanlı nebinin erişilmez teslimiyet ve sadakatlerinin, feragat ve fedakârlıklarının, melekler ve kıyamete kadar gelecek bütün insanlar tarafından bilinmesi, daima hatırlanmasıdır. Kurban, kulun Rabbine teslimiyetini ifade eder. Bu teslimiyet, Hz. İbrahim (a.s) ve İsmail (a.s) ile zirveleşerek sembolleşmiştir.

Sosyal bir yardım gayesi ile ilâhi gaye kurban kesmede birleşir. Kestiğimiz kurbanla Mevla’mıza kulluk ettiğimiz gibi, çevremize ve evimize de hizmet etmiş oluruz.

Hac Sûresi’nde ifade edildiği gibi kurban kesmekten asıl maksat Allah`ın hatırlanması, zikredilmesidir. (Hacc 22/34) Yine Hac Sûresi’nde “Kurbanların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşacaktır. Allah’a ancak sizin takvanız ulaşır.” (Hacc 22/37) buyrularak maddeden manaya bir kapı aralanmakta ve esas hedef gösterilmiş olmaktadır.

Tüm bu bilgiler ışığında Hz. Adem ile başlayan, Hz. İbrahim ile teslimiyet sembolüne dönüşen, Peygamber Efendimiz ile hicretin ikinci senesinde ilk bayramı kutlanan Mübarek Kurban Bayramınızı en içten duygularımla kutlar; Kurban Bayramı’nın başta İslam alemi olmak üzere bütün dünyaya hayırlar getirmesini Cenab-ı Hakk’tan niyaz ederim.

Atila AYDINER
Bayrampaşa Belediye Başkanı